Ya Bir Gün Erkeklere Gerek Kalmazsa?

DÜŞÜNÜN

Öldünüz, yaşama doyamadınız ve hayata devam etmek istiyorsunuz, çok iyi bir birey olarak yaşmış olduğunuz için dünyaya tekrar dönmeniz için iki seçenek sunuyorlar size.

A ) Tamamen kadınlardan oluşan bir dünyada kadın olarak yaşamak mı?

Ya da

B) Tamamen erkeklerden oluşan bir dünyada erkek olarak yaşamak mı ?

Hangisini seçerdiniz?

İlişikteki makale yukarıdaki soruya cevap vermek için yardımcı olabilir.


Günlük yaşam cinsiyet dengesizliklerini durmadan hatırlatan ayrıntılarla doludur.

Erkekler, kadınların karşısında “güçlü” durmanın onları etkilemek ve eş olarak seçilmek için en doğru taktik olduğu içgüdüsüyle büyürler.

Bir yerde de biyolojik olarak doğrudur bu, kadınlar onları ve bebeklerini koruyabilecek, kendisi bebeğe bakarken yuvaya yiyecek getirebilecek, soğuk havalarda avlanabilecek cesur erkekleri içgüdüsel olarak çekici bulurlar. (An Evolutionary Perspective on Physical Attractiveness)

İronik bir şekilde kadının bizi çekici bulmasını sağlayacağını düşünerek “sertleşir” kabalaşırız.

Kadınların erkeksi yüzleri daha çekici bulduğunu içgüdüsel olarak bildiğimiz için MAÇO ifadeler takınıp olduğumuzdan daha erkeksi olmayı deneriz.

Kadınların büyük çoğunluğu sert bakan pozun gülümseyen pozdan daha çekici olduğunu ifade edecektir.

Seçilim sıralamasında yükselmek için “itibarlı” olmayı isteriz, bu itibarlılık önce anne babamızın gözüne girmek için harcanan ÜSTÜNLÜK çabasıyla pratik edilmiştir, daha sonra bu yetkinlikler (bkz[popup_anything id=”6977″]) karşı cinsi etkilemek için kullanılmaya başlanır. Rakipleri uzak tutmak için ÜRKÜTÜCÜ OLMAK da önem kazanır 20 li yaşlarda.

Bir yandan acınası bir şekilde karşı cins için kendimizi parçalarken öte yandan bu çabamızda başarılı olmak için kavgalara karışabilir, cinayetler işleyebilir, savaşlar çıkarabilir ve başarımızı baltalarız. (Milli Sporcu Kız Arkadaşına “Yan Baktı” Diye Öldürdü)

Özetle; Dünyayı cehenneme çeviren diktatörlerin neredeyse hepsi, hapisteki suçluların çok büyük bir kısmı, ölümlü trafik kazalarının büyük bir kısmı erkeklerin kontrolündeki arabaların dahil olduğu kazalardır. Bu şartlar atlında erkeklerin “üstünlüğünden” bahsettiğimizde “fiziksel güç” ve merakımız sayesindeki “pratik çözüm bulma” becerimizin ötesine gitmek biraz güç olabilir.

Biliminsanları çok uzak olmayan bir gelecekte doğacak çocuklarımızın cinsiyetini seçebileceğimizi söylüyor, şayet yine yakında üremek için de erkeklere ihtiyaç kalmayacaksa (Bkz Makale) belki de erkeklersiz bir dünya nükleer savaş riski azalmış, çevreye daha duyarlı, daha az cinayet işlenen daha yaşanası bir dünya olabilir. Ne dersiniz ?

: )

İyi Okumalar

Bir sonraki çocuklarının cinsiyetini seçmeye çalışan batılı bir çift düşünün (ki, pek yakında bu seçim artık bir hayal olmaktan çıkacaktır). 

Eğer rasyonel ve nitelikli insanlarsa, gelecek 1000 yıl içinde asla bir erkek çocuk seçmeyecekler. Bu sadece dünyamız git gide daha fazla kadınlara özgü bir dünya olacağından değil, şimdi doğan bir çocuğun erişkin olacağı zamana kadar, erkeklerin bir geleceğinin olup olmayacağını düşünmemiz gerektiğinden böyle.

Yaşamın pek çok alanında erkekler marjinal, öteki alanlarında ise pahalı bir dert sayılacaklar.

Eğer bu ifade biraz çılgın ya da biraz sınırını aşmış gibi görünüyorsa da, daha güçlü denilen bu cinsiyetteki göz kamaştıran zayıflıkları bir düşünün.

Oğlan çocuklarının kalıtımsal hastalıklarla doğma olasılığı kız çocuklarına oranla daha yüksek. Kızların aksine, fazladan bir x-kromozomları olmadığı için, hatalı bir genle doğan oğlan çocukların hiçbir desteği bulunmamaktadır. Bu eksikliğin etkileri renk körlüğünden hemofiliye kadar sıralanabilmektedir.

Oğlan çocukların çocukluk dönemleri de daha sorunlu geçebilir.

Otistik oğlan çocuklarının sayısı kız çocuklarının iki mislidir. Yani normal toplumsal yetilerinin gelişimi öylesine yetersizdir ki, bağımsız olarak görevlerini yapamamaktadırlar.

Denetim altına alınamayacak kadar hareketli ve enerjik olma durumu olarak tanımlanan hiperaktivite, oğlanlarda sekiz kat daha fazla görülmektedir.

Oğlanlar arasında disleksi ve kekemelik ise, kızlara göre yaklaşık beş misli daha yaygındır. Hem oğlan hem kız çocuk sahibi ebeveynlerin çoğunun da size söyleyeceği gibi, bir oğlan çocuğunu büyütmek bir kız çocuğunu büyütmekten çok daha zor, çok daha fazla tehlike ve risk içeren bir süreçtir

Erkeklerin kadınlara göre hastalıkların çoğuna daha fazla yakalanmaları.

65 yaşına gelmeden önce, erkeklerin kadınlara göre kalp hastalıklarından ölme olasılığı iki kat fazla.

Felç, ülser ve karaciğer yetmezliğine yakalanma olasılıkları da daha fazla. Tüm erkeklerin yarısı, kadınların ise sadece üçte biri kanser olmaktadır.

Son zamanlara kadar daha çok bir erkek alışkanlığı olduğu düşünülen sigara içmenin, bu farkların bir kısmını açıklamada payı var, ancak hepsini değil. Andrew Kimbrell’e göre (The Masculine Mystique, Ballantine), kanserden ölüm oranı 30 yıl içinde erkeklerde %21 oranında artarken kadınlar için aynı kalmış.,

Erkekler Gerçekten Gerekli mi? (The Economist)

…… makaleyi indirmek için yukarıdaki (dodo’lu) görseli ya da bu linki tıklayınız


OKUMA ÖNERİSİ : Olan biteni, hayatı, yorumlarken sosyoloji penceresinden bakmak önemli “Başlangıç Okumları” bu anlamda çok etkili olacak bir okuma fırsatı sunuyor.

Pearson Türkiye işbirliğiyle hazırlanmış Liderliğin Esasları Profesyonel Gelişim Programı, varlığını iş dünyasında sürdüren her profesyonelin yaşam kalitesine katkıda bulunacak şekilde kurgulandı.

İkişer günlük 3 modülden oluşan oturumlar bireyin öz farkındalığını destekleyen kavramlara odaklanarak başlayıp, organizasyonun en tepesinde ihtiyacımız olacak yetkinliklerle odaklanarak bitiyor.

0530 2901244
Selim Geçit

Leave Comment