Yöneticilik ve “Altın Vuruş” Tehlikesi…

Yöneticilik te “Altın Vuruş” Tehlikesi…
Madde bağımlılarının, bağımlı oldukları bu maddeyi zaman içerisinde gittikçe artan dozlarda almak ihtiyacı duydukları herkesçe bilinir.
Gün gelmiş, madde ihtiyacını tatmin etmek için gereken doz öyle artmıştır ki, artık bireyin bedeni bu dozu kaldıramamaya başlamıştır.
Bireyin ihtiyacını tatmin edebilecek dozda maddeyi, ölüm tehlikesini bile bile alması “ALTIN VURUŞ” olarak adlandırılır.
Geçmişte, bazı liderler, siyasi olarak (yada kurumsal hiyerarşi içerisinde yöneticilik pozisyonlarında) gelebilecekleri en üst noktaya geldikten sonra EGO larını tatmin etmekte zorlanmaya başlamış, dolayısı ile de daha büyük “zaferlere”, “fetihlere”, daha “görkemli” başarılara ihtiyaç duymuşlardır.
Tarihte, aşırı özgüven ve yenilmezlik inancı sayesinde, ülkelerine bir dönem büyük katkılar sağlamış fakat yine aynı inanç tuzakları yüzünden bir süre sonra SİYASİ ALTIN VURUŞ yapmış liderlere rastlamak da mümkündür.
Saddam’ın Kuveyti işgali , Hitler’in Avrupa’yı işgali, Kanuni’nin Zigetvar Seferi, Che’nin Kongo ve Bolivya devrimi için savaşması Sir Fred Goodwin’in Amerikan Charter One bankasını “dünyanın en büyük bankası”olmak için satın alması ve dolayısı ile Royal Bank Of Scotland’ı iflasa götürmesi, siyaset ve iş dünyası arenalarındaki “altın vuruşlara” örneklerdir dememiz çok yanlış olmaz.
Biraz da TOKSİK liderlikten bahsedelim.
Claremont üniversitesi profesörü Jean Lipman-Blumen ,“Toxic Leadership” makalesinde, aşırı özgüven TUZĞI nın ileri aşamada, organizasyonların başına neler getirebileceği ile ilgili aşağdaki unsurları işaret ediyor.
TOKSİK Liderler;
- Organizasyonlarını, devraldıklarından daha kötü duruma getirebilirler.
- Takipçilerini var olmayan tehlikelere inandırıp, çarenin kendisini sorgusu sualsiz takip etmek olduğu inancını yerleştirler.
- Yapıcı bile olsa eleştiriyi çok sert (zaman zaman tehditler ve korkutma ile) savuştururlar.
- Organizasyonları içerisinde işlenen suçları, yetkilerini kullanarak örtbas edebilir yada gerekçelerini legalize ederler.
- Otoriter ve dar çerçeveli rejime yönelir, yeni liderlerin seçilebilmesi için işe yarayabilecek yasal süreçleri işlemez hale getirmeye çalışırlar.
- kendilerinden sonra organizasyonlarının başına geçebilecek yeni nesil yöneticiler yetiştirmezler (nadiren akrabalar dışında)
- Kendi takipçilerine nazik davranırken , karşıt olanlara acımasız olabilirler
- Otoritesini tehlikeye sokan birey ve kurumları TEHLİKELİ ilan edebilir, hedef gösterebilir.
Öyle anlaşılıyor ki hem iş dunyası hem de özel yaşantımız, siyaset dünyasında olduğu gibi, karar alırken içine düşebileceğimiz onlarca TUZAKLA dolu.
Aşırı özgüven TUZAĞI bunlardan biri.
500 kişinin bulunduğu bir konferans salonunda katılımcılara “kendisini ortalamanın üzeri bir başarıda şöför olarak görenlerin ellerini görebilir miyim?” dediğimde’ salonun %90’ı el kaldırdı. Diger %10 da hiç araba kullanmayanlardı sanırım.
Kimse ortalamanın altında şöför değil yani : )
Ofiste yanınıza gelip sadece 1000 şirket çalışanının katıldığı bir piyango çekilişi için bilet sattığımı, biletin 5 TL olduğunu ve toplanan 5000 TL nin tamamının kazanan bilete verileceğini söylesem bu biletten bir tane alır mıydınız?
Peki..
Yanınıza gelsem sadece şirket çalışanlarının katılabildiği bu çekiliş için elimde sadece bir bilet kaldığını ve son bileti almak isteyip istemediğinizi sorsam bileti satın alma arzunuz artar mı ?
Peki, biletlerin 999 tanesini birden finans departmanından Ayşe Hanımın aldığını ve sonuncusunu almak isteyip istemediğinizi sorsam kararınız değişir mi ?
Neden ?
Kazanma olasılığınız aynı değil mi ?
Piyango problemini Daniel Gilbertin “Neden Kötü Kararlar Veririz” videosunda izlemenizi tavsiye ederim .
Rolf Dobelli, Hatasız düşunme sanatı kitabında 100 den fazla düşünme ve karar veme tuzağını anlatıyor.
Bu yazıda, (1) aşırı özgüvenin ülkelerine ve ya kurumlarına cok büyük faydalar saglayabilecek yöneticileri nasıl yıkıcı liderler haline getirebileceğinden ve (2) Daniel Gilbertin zihnimizin bize oynadığı oyunlar yüzünden içine düşebileceğimizkarar verme tuzaklarından bahsettik.
“Kritik düşünmek ve etkili karar vermek sayesinde yaşam kalitemizi arttırmak” ZihinTonik etkinliklerimizin yeni dönemdeki “tema”sı olacak gibi gözüküyor.
Sağlıklı Kararlarla Dolu bir hafta diliyorum. : )
Selim Geçit